İmanla bilgi arasında yakın bir ilişki söz konusudur. Doğru bilgi, inancın daha sağlam temellere dayandırılabilmesini sağlar ve inancı taklitten uzaklaştırır. Bununla birlikte bir bilgiye sahip olmak insanı doğrudan inançlı kılmaz. Çünkü inancın en temel ölçütü, kişinin gönlünde ve kalbinde hür iradeye dayalı bir boyun eğiş ve teslimiyetin bulunmasıdır. Nitekim bu durum bir ayette şu şekilde dile getirilmiştir: “Bedeviler ‘İnandık.’ dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama ‘Boyun eğdik.’ deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi…” (Hucurat, 49:14) (YGS 2016)
Bu parçada imanın hangi boyutu vurgulanmaktadır?