İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur. Bir dost, (1)bu dakikalarda erişilmez bir değer kazanır. Ama her şey bir
dosta söylenmez ki... Onun için, hele bu insan bir yazarsa, masanın başına geçip kalemini eline almadan edemez.
İşte günlük (2)dediğimiz, yazarın kendisi ile alçak sesle konuşmasından başka bir şey olmayan o günü gününe tutulmuş, hatıralar böyle doğmuştur.(3)
Bu paragraftaki altı çizili sözcüklerin anlamı hangi şıkta doğru verilmiştir?