(...)
Çocuklar haberi alınca hızlıca sokağın sonundaki kırmızı boyalı eve koştular. Arkadaşları İsmail’i görmek için sabırsızlanıyorlardı. Kazadan sonra onu ilk kez görecekleri için heyecanlı ama bacağını kaybettiklerini bildikleri için çok hüzünlü bir an yaşıyorlardı ve aralarında onu nasıl teselli edebileceklerini tartışıyorlardı ki bir ses duyuldu: “Hadi gençler orada ne dikilip duruyorsunuz, içeri girsenize!” Hepsi de tedirgin bir şekilde sırayla içeri girdiler. İsmail’i gördüklerinde hepsi de çok şaşırmıştı çünkü aldıkları bilgilerin eksik olduğunu o anda fark etmişlerdi.
(…)
Yukarıdaki metin hangi yazı türünden alınmıştır?