Sınav Soruları

Nasrettin Hoca’ya tanımadığı biri yaklaşarak “Hoca’m, falanca köye kaç saatte gidebilirim?” diye sormuş. Hoca cevap vermemiş. Yabancı, “Herhâlde duymuyor!” diye düşünüp yoluna devam etmiş. Epey uzaklaştıktan sonra Hoca “Evlat, gel!” diye seslenmiş. Merakla yanına gelen adama “Sen üç saatte ancak gidersin.” demiş. Adam “Madem biliyordun, daha önce niye söylemedin?” deyince Hoca şöyle karşılık vermiş: “Yolun ne kadar süreceğini söylemem için senin yürüme hızını görmeliydim.” Adam, Hoca’nın bu yaklaşımına şaşırarak yoluna devam etmiş.

1. Nasrettin Hoca yabancının sorusunu ilk başta neden cevaplamamıştır?

 

Türklerde “ilk” kelimesinin yeri farklıdır, belki diğer ülkelerde de böyledir, onu bilmiyorum. En çok nerede karşınıza çıkar derseniz derslerde ve girdiğiniz sınavlarda en eğlenceli bölümleri oluşturur ilkler. İlk Türk yazar, kimyager, tiyatrocu, olimpiyat birincisi, Nobel alan... Bu liste böyle uzayıp gider. Son yılların en etkileyici ilki ise Alper Gezeravcı’ya nasip oldu. 19 Ocak 2024 tarihinde TSİ 00.49’da ABD’nin Florida eyaletinde bulunan Kennedy Uzay Merkezinde gerçekleşen fırlatma ile Türkiye’nin ilk astronotu olmuştur. 20 Ocak’ta Uluslararası Uzay İstasyonuna ulaşan Alper Gezeravcı, Dünya’ya dönüş tarihinin iki kez ertelenmesi nedeniyle istasyonda 18 gün geçirdi. Öteki ilklerin devamı geldi az çok, ilk ve son olmadılar yani. Umarım yakın gelecekte bu ilkin de devamı gelir.

3. Bu metinden hareketle cevapları ile birlikte iki soru yazınız.

3. Aşağıdaki cümlelerin öznellik-nesnellik bakımından özelliklerini yay ayraç içine yazınız.

Karların erimesi derelerdeki su seviyesini artırdı. (...........................)

Nisan aylarında yağışlar artar. (...........................)

Fenerbahçe güzel bir oyunla Avrupa’ya veda etti. (...........................)
Bazı öğrencilerimiz 100 aldı. (...........................)

Türkçe ortaokuldaki zor derslerin başında gelir. (...........................)

1. Metin: Bir zamanlar, kitapların büyülü bir dünyası olan Bilgelik Ülkesi vardı. Bu ülkede yaşayan çocuklar, okudukları her kitapla yeni bilgiler, keşifler ve dostluklar kazanıyordu. Bir gün cesur bir çocuk, okuduğu bir hikâye sayesinde kaybolan bir prense yardım ederek hem prensi kurtardı hem de kendine güvenmeyi öğrendi. O günden sonra, kitapların gücünü anlayarak her gün yeni maceralara atıldı, bilgeliği ve hayal gücünü geliştirdi.

 

2. Metin: Zeynep, bir kütüphaneye adım attığında kitapların sıcak kokusunu hissetti. Üzerindeki tozlar, yılların biriktirdiği hikayeleri saklıyordu. Her gün birkaç sayfa okuyarak hayal gücünü besliyor, farklı dünyalara yolculuk ediyordu. Okudukça kelimelerle dans etmeyi, dertlerini unuttuğu eğlenceler yaşamayı ve unutulmaz dostluklar kurmayı öğrendi. Zeynep, kitapların sadece eğlendirmekle kalmadığını, aynı zamanda hayatını zenginleştirdiğini fark etti.
4. Bu iki metni işledikleri konu bakımından karşılaştırınız.

 

Derler ki Lokman Hekim, doktorların piriymiş. Dünyada ne bilgi varsa bilir; bütün otların, çiçeklerin, ağaçların dilinden anlarmış. Kara kaplı bir kitabı varmış ki içinde her işe çare, her derde deva yazılıymış. Lokman Hekim, neyi bilmek dilerse ona bakarmış. Şöyle dağlara, kırlara çıksa her bir ot, her bir çiçek, her bir ağaç dile gelir; hangi hastalığa iyi geleceğini, hangi derde deva olacağını söylermiş Lokman’a: “Kopar beni, kaynat, içir insanlara; öksürüğü şıp diye keserim.”, “Yapraklarım boğaz ağrısına iyi gelir.”, “Şurubum iştah açar.” Böyle dermiş bitkiler; o da onları alır, elleri ile ilaç yapar, insanları iyileştirirmiş.

5. Bu metinden kurgusal unsura örnek olacak bir cümle belirleyip yazınız.

 

Başarı konulu bir metin yazınız.